Güner Özlala

Biyografi

1950 yılında 5 kardeşin en küçüğü olarak Kıbrıs’ın güzel köyü olan ve Akıncılar olarak da bilinen Lurucina’da doğdum. Yıllar içerisinde ilgi alanlarım oldukça yaygınlaştı ve bu süreçte çeşitli beceriler edindim. Edindiğim bu becerilerin çoğunu kendi kendime geliştirdim. Küçük yaşlarımda elde ettiğim en büyük başarılardan bir tanesi aynı resim yarışmasında 11 yaşımda yapmış olduğum üç farklı çalışma ile birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülüne sahip olmamdı. Fotoğraf çekmeye ise 12 yaşında erkek kardeşimin bana İngiltere’den yollamış olduğu kamera ile başladım. 1964 yılında ben on dört yaşımda iken ailem ile birlikte İngitere’ye göç ettik. Tek bir kelime bile İngilizce konuşamazken gözlerimi tamamen farklı bir dünyaya çevirdim ve burada fırsat olarak değerlendirebileceğim her şeyi değerlendirmekte kararlı idim. On dört yaşımda okula başladım. Başlangıçta minumum İngilizce bilgim ile kişileri anlamak ve onların beni anlaması oldukça zordu. Sınıfın motivasyon bozucu haline rağmen (öğrencilerin öğretmenlere sandalye fırlattığı ki bu Kıbrıs’taki okuldan çok daha farklı) elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bir ay içerisinde bir çok şey daha kolay olmaya başlamıştı, ben ise arkadaşlarım ile İngilizce konuşarak iletişime girmeye başlamıştım.

Fotoğrafçılık

Hayatım boyunca en büyük tutkum resim, ikinci büyük tutkum ise fotoğrafçılık olmuştur. Bir gün fotoğrafçı dükkanında vitrinleri incelerken, fotoğrafların basılabileceği özel kitlerin olduğunu fark ettim. O zamana kadar kişilerin kendi fotoğraflarını basabileceği konusunda bir fikrim yoktu. Yeni gelişen İngilizce bilgim ile dükkana girdim ve set hakkında bilgi edindim. Değerinin £39,10,06 (39 pounds 10 shillings and 6 pennies) olduğunu öğrendim. Bu benim için oldukça yüksek bir fiyat idi. Fakat o gün, o baskı setini almaya karar vermiştim. O zamandan sonra kazandığım her kuruşu, örneğin kardeşlerimin işledikleri otellerin mutfaklarında onlara yardım ederek, biriktirmeye başlamıştım, ayrıca annem de parayı tamamlamama yardımcı oluyordu. Baskı setimi aldıktan sonra nasıl kullanacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Fotoğrafçı dükkanının ve kullanım kılavuzunun yardımı ile kendi fotoğraflarımı basmaya başladım. Söylemeye gerek yok fakat kaliteli baskılar elde etmek için birkaç deneme yapmak zorunda kalmıştım. Yıllar içerisinde, kendi karanlık odamın olması çeşitli baskı tekniklerini, örneğin, siyah ve beyaz, renkli, hareketli v.b. denememde elverişli olmuştu.

İlk İş Deneyimlerim

İlk gerçek anlamdaki iş deneyimim 16 yaşında bir fabrikada tornacı olarak yangın söndürücülerin parçalarını yapmaktı. Bir yıl sonra, daha iyi bir gelir elde etmek için tuğla kalıbı makinelerini yapmaya başladım. On sekiz yaşımda iken, yeğenim Osman (Ossie) Mustafa Ozlalawe, babasının kafesinin arka tarafına Fotoğraf ve Resim stüdyosu yaptırmaya başlamıştı. Bu nokta geleceğimde yeni bir dönüm noktası olmuştu. Yeni binamız kazara garaja benzere bir yapı almaya başlamıştı. Hatta bir gün bir motorcu stüdyonun oraya gelip arabasını tamir edip edemeyeceğimi sormuştu. Deneyimim olmamasına rağmen arabasında ne sorun olduğunu sormuştum. Kişiliğim ve karakterim doğrultusunda meydan okumayı sevdiğim için daha önce hiç yapmadığım bir şeyi bile deneyebilirim. Arabalar ile olan deneyimim o güne kadar araba sürmekten ibaretti! Arabayı tamir etmem bir haftamı almıştı, bu arada oradan geçerken beni görenler arabaları ile duruyor ve onların da arabalarını tamir edip edemeyeceğimi soruyorlardı. Yapamayacağım bir iş ile karşılaştığımda, yerel garajlar ile anlaşırdım böylece onları tamir ederken izler ve yeni beceriler kazanırdım. Bu yöntem yeni teknikler öğrenmemi sağladı ve bir yıl içerisinde araba tamirindeki becerilerim oldukça gelişti. Tahmin ettiğimden fazla kazanmaya başlayınca, bu durum beni daha uzun saatler çalışmak için motive etti. Bir seferinde üç günde toplam on sekiz saat çalıştığımı hatırlıyorum. 1969 yılında ilk garajımın adı “G&O Lala Motors” idi. Altı ay kadar işten ayrılıp Ossie ile Kıbrıs’a gittim ve kendi arsamızda su çıkarmak için kazı çalışması yaptık. Daha önce su kazma ile ilgili hiçbir deneyimim olmadığı gibi bunu yapan cihazı da hiç görmemiştim. Makinelerden elde ettiğim bilgiler, sağduyum ve kararlılığım, ve diğer köylülerin teşviki ile köy çevresinde başarı ile su çıkartmıştık. İngiltere’ye dönüşümün ardında, 1969 yılında Bermondsey’de Gunner Motor Repairs (GMR) adını verdiğim kendi tamir atölyemi açtım. 2002 yılında, 52 yaşımda emekliliğimi GMR’den kazandım. 25 yaşımda eşim Emel ile evlendim, Melin isminde bir kızımız (şu an 33 yaşında) ve Aran isminde bir oğlumuz (şu an 26 yaşında) var. Her ikisi de özel okullarda eğitim aldı: benim zamanımda sınırlı eğitimden çok farklı idi. Kızım (şu an evli) avukattır, oğlum (bekar) ise işletme bilgi teknolojisi okuyor.

Diğer Başarılarım Ve Hobilerim

Yıllar içerisinde, kendimi neyi başarıp neyi başaramayacağımı görmek için iteklediğim birçok an olmuştur. Bunlardan bir tanesi ben otuz yaşımda iken özel pilot ehliyeti alarak kendi uçağımı almamdı. İlk yaptığım tablolardan bazıları benimle birlikte galeride görünebilen bir yerdedir. Kendimi iteklediğim bir diğer anım ise, GMR’nin yan tarafında bulunan posta şubesinden gelen çığlıkları duyup iki tane silahlı soyguncuyu kovalamamdı. 1985 yılında bunun için cesaret ödülüne laik görülmüştüm. Buna benzer bir başka eylem ise, beklide daha çok çılgınlık anı denebilir, bir yıl sonra Grup 4 kamyonetinin bir kazaya karışması ile meydana gelmişti. Burada bir çuval dolusu nakit para arabadan fırlamıştı. Ben de çuvalı yeniden kapatıp [görev icabı] Grup 4’e iade etmiştim. Hobilerim arasında competitive full-bore pistol shooting yer almaktadır. Atış klübünün aracılığı ile birçok yarışmaya katılmış ve dünyanın birçok yerinden farklı atış grupları ile karşılaşma yapmıştım. Birkaç tane madalya kazandım, bunlar arasında Bisley Ulusal Atış Yarışması’nda gümüş madalya vardır. Ayrıca, City boys, Metropolitan polisi, SAS ve Rusya’daki SAS’ye karşı yarıştım ve her seferinde madalya kazandım. Motor endüstrisinden emekli olmamın ardından, çalışmama duygusuna alışmam iki yılımı aldı. Bu zaman diliminde boş zamanlarımı değerlendirmeye tablo yaparak başladım. Portreleri yapmaktan her zaman zevk almışımdır. Resim yapmaya ilk başladığımda, bunun benden doğal olarak geldiğini görmem beni çok şaşırtmıştı. Özel bir tekniğimin olmamasına rağmen, kağıt üzerine yağ ile boya yapmaya başladım ve birkaç denemden sonra kanvas üzerinde boyamaya devam ettim. Potrait yapmayı çok seviyorum ve potraitleri çizen ressamlardan her zaman çok etkilenmişimdir. Yıllar içerisinde özellikle de çevremde olan ve sevdiğim insanların fotoğraflarını çekmeye başladım. Ancak, benim için, insanların özünü tuval üzerine ifade yoluyla yakalamanın son yol olduğuna inanıyorum. Tablolarımdan edindiğim bir yön olarak algılıyorum. Benim düşünceme göre, bir insana yapılabilecek daha büyük bir iltifat olduğunu düşünmüyorum [onları gördükleri gibi?], oysa başarmak her zaman mümkün değildir. Beni portreleri yapmaya ilham veren nokta bu meydan okumadır. Annem en büyük esin kaynağım olmuş ve başarımın büyük bir kısmını ona borçluyum. Sanatsal olarak, en çok Leonardo da Vinci ve Rembrandt’tan etkilendim. Summery (if this meant to be summary-) Özet Sanata olan sevgimin yanında, bildiğim kadarı ile, kendi kişisel başarılarım günümüze kadar Akıncılar’dan bunları yapan ilk insanım: düğünü kendi 16mm filmim ile filmlemek (1996), Akıncılar’da su çıkartan (drill yardımı ile) (1969) ilk kişi; düğünü videoya almak (kendi düğünüm), (1975); ve pilot ehliyeti alarak kendi uçağıma sahip olmamdı (1980).